19 Şubat 2011 Cumartesi

gözü dönmüş..

İsterdim ki fotoğraflayıp şuraya koyayım, şişen sağ ayak bileğimin halini siz de görün.. bir insan ayak bileği burkulduğu, şiştiği ve acı çektiği için mutlu olabilir mi?!... üstelik sol el yüzük parmağım da şişti darbe yüzünden..

aylar önce yazmıştım, kafamda dönüyorum demiştim; bu yalancı bahar günlerinde basketbola ve spora tekrar döndüm.. sanki 10 sene öncesindeki gibi hissettim bugün ayak bileğimi ters bastığım anda.. başıma gelecek prosedürü yaşadım tekrardan.. o ilk anın sıcaklığı üzerine hemen buz tedavisi yaptım, şimdi de sarıp sarmaladım bir şeylerle..

yarın yine salona gideceğim; koşmadan, ayak ağırlıklarına bulaşmadan çalışacağım.. gözüm döndü bir kere, geri adım atmayacağım..

son derece kişsel zırvalarla kafa şişirişimde son 2 cümleye geldik.. Beni destekleyen sevgilime ve Hasan Bey refikime teşekkürlerimi sunarım.. Majestelerini de 48. yaş günü münasebetiyle kutlarım...

18 Şubat 2011 Cuma

Kimi yapraklar dökülür iken...

bir yapragin kopması bazen ağaçtan,
"dala degil koke bile bagli olsa"
bu kopus cok aci cok zor cok sancili
ve bu kopus cok kahredici cok olumcul
ve dahi kopus diger hic bir kopusa benzemese de
bazen boyle bir kopus
sudan da gunesten de iyidir agac icin...

11 Şubat 2011 Cuma

bi "Taraf" olmayan bertaraf olur...

Aşağıda bir bilgi verelim öncelikle; bir başka blogda bu bilgiyi gördüm*.. Resmi Gazete'nin sayfasından işin özüne tam olarak bakmadım; ama HaberTürk'ten şu kısmı kopyala yapıştır yapıyorum:

"Taraf Gazetecilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. de toplam sabit yatırım tutarı 16 milyon 432 bin 607 lira olan komple yeni yatırım için yatırım teşvik belgesi aldı. Taraf gazetecilik, haftada en az 4 kere yayımlanan gazete, dergi ve süreli yayın yatırımı ile ilgili yurt dışından 8 milyon 77 bin dolar tutarında makine ve teçhizat ithal edecek. Söz konusu yatırımı için KDV istinası ile Gümrük Vergisi muafiyetinden de yararlanacak Taraf Gazetecilik, yatırımın tamamlanması halinde 15 kişi istihdam etmeyi taahhüt etti."...
 

Şimdi açıp baktım Taraf'ın internet sayfasına; bununla ilgili tek cümle yok.. Hatta ilk kez açıyorum internet sayfalarını.. Maşallah, hiç sevmedikleri Cumhuriyet'ten farkları kalmıyor; çünkü gazeteyi internetten okumak için paralı abonelik sistemine kaydolmanız gerekiyor.. Görüldüğü üzere;

Abone olun!
Taraf matbaadan önce bilgisayarınıza gelsin.

  • Yurtdışında yaşıyorum, gazete alamıyorum, diyenler.
  • Yoğunum, düzenli alamıyorum, diyenler.
  • Mahalle baskısı var, iş yerine götüremiyorum, diyenler.
  • İnternetten okumak kolayıma geliyor, diyenler.
İşte kaçırılmayacak bir fırsat
  • ABONE OLUN! Gazeteniz baskıya girmeden bilgisayarınızda olsun.
  • ABONE OLUN! Yarının gazetesini gece yarısından itibaren okuyun.
  • ABONE OLUN! Gazetenin maliyetine ortak olun.
Abonelik Ücretleri
1 Ay : 20 TL
3 Ay : 50 TL
6 Ay : 90 TL
12 Ay : 160 TL

diye buyurmuşlar efendim. Şu abonelik sistemi ile ilgili yazdıkları üzerine bile ayrı bir yazı olur.. Rasim Ozan Kütahyalı ve Melih Altınok gibi iki gudubeti bünyesinde barındıran bir gazeteden bahsediyoruz.. Bütün yazarları için aynı görüşü elbette belirtecek değilim.. Ama genel olarak, neye ve kime karşı bi"taraf" olduklarını az çok hepimiz biliyoruz..

Başbakan gibi söylemek istiyorum, eski parayla 16 trilyon.. Sürekli buna vurgu yapıyor kendileri, yatırımlarla ilgili konuşurken.. Trilyon denildiğinde, rakamın gözümüzde daha da büyümesi gerektiğini düşünüyor kanımca.. Madem paradan sıfırları siz attınız, o halde eski parayla şu, eski parayla bu diyerek meydanlarda bağrılmaması daha faydalı olacaktır.. O giden sıfırları zihinlerde tekrar yerine koymanın hiç bir gereği yoktur çünkü..

Şimdi dönelim Taraf gazetesine.. Gazete alacağı paranın 8 milyon liralık kısmını makine, teçhizat alımında kullanacak, paranın tamamı alındığında 15 kişiye de istihdam sağlayacağını garanti edecek.. Ben elimden geldiğince tarafsız düşünmeye çalışıyorum.. Az önce de dediğim gibi, diğer yatırımları bilmiyorum, diğer teşvikleri bilmiyorum, geçmişte gazetelere yapılmış olan teşviklerin tutarlarından ve içeriklerinden haberim yok.. Aslına bakarsanız kimsenin de olduğunu sanmıyorum.. Bununla ilgili olarak, bilgilendirilmek amacı ile Hazine'ye bir mail yazacağım; verecekleri cevaptan sonra öfkelenmem için nedenim olup olmadığını anlayacağım..

Saçma bir cümle olacak ama; bu işin peşine düşeceğim.. Sen kimsin, ne diyorsun; şaka yapıyorsun herhalde diyenler de çıkabilecektir.. Hakkınız vardır, ben delinin biriyim ve verdiğim verginin peşine düşmeye kararlıyım, en azından bu konuda..

Taraf gazetesinden çıkacak sesi de açıkçası merak ederek yazıyı burada sonlandırıyorum.. öfkeyle kalkıp zararla oturmamak için, şu bilgiyi edindikten sonra tekrar konuşmak  üzere; saygılar..

* Bahsettiğim blog, yazarın dili serttir; çoğu zaman küfreder,  yine de bunun rahatsızlık verici olduğunu düşünmüyorum, en azından kendi adıma..

7 Şubat 2011 Pazartesi

Bugün...

O çok söyledi
Ben dinledim
O dedi ki gidemezsin
Ben gökyüzüne baktım
Ağladım

Sonra birileri tuttu yakamdan
Yakamdan da değil
Hani sanki yüreğim ellerindeydi
Göğüs kafesimden çıkmış
Onların elindeydi
Sustum

Bir şeyler akıp gitti
Hep akar gider bir şeyler
Adı bazen aşktır bazen ölüm
Bir şeyler gitti
Ve ben gitmesini istemedim
Ellerim istemedi
Sesim istemedi
Ama aktı
Güldüm

Ben demiştim birilerine
Artık farklıyım diye
Aynı plak tekrar çalmaz diye
Dinlemediler
Anlamadılar
Dinlemek ve anlamak istemediler
Oysa ben dönüştüm
Yürüdüm

Şimdi
Alabildiğine gece
Alabildiğine karanlık ve soğuk
Şimdi, ben o çukura tekrar düşmeyeceğim
Bu demek benim dördüncü krallığım*
Yaşıyorum




*Dördüncü Krallığım: Attila İlhan'ın, Ben Sana Mecburum isimli şiir kitabında yer alan şiirlerinden birinin ismidir.. Sadece ismini kullanmak istedim; benim gibi mi hissediyordu dördüncü krallığından bahsederken, bilmiyorum..