13 Aralık 2009 Pazar

heroes'tan...





Cnbc-e'de yayinlanan Heroes dizisi icin net sayfasinda bir anket yapmislar.. Sonuclar assagida, bunlara bakip guzel guzel degerlendirmeler yapilabilir.. Bu islerden anlayan birisi goreve lutfen...






Kahramanların özel güçlerinden hangisine
sahip olmak isterdiniz?
Uçmak 8820 Yok edilmez olmak 19131
Düşünce okumak 33075 Zamana hükmetmek 49848
Geleceği çizebilmek 8604 Görünmez olmak 12994

6 Aralık 2009 Pazar

sen ve ben ayniyiz, yok aslinda birbirimizden farkimiz...

Artik sonu gelmesi gerekmiyor mu sizce de?... DTP'li efendiler toplanmislar ve cigirtkanlar gibi bagiriyorlar;"Eğer gerçekten İmralı’daki şartlar standartlara uygun deniliyorsa, Başbakan, Bahçeli ve Baykal 11 yıl değil, 11 gün kalsınlar görelim." Allahinaskina, kimse cikip bu demokrasidir falan filan demesin bana.. Martaval okumayin efendim, palavra bunlar; gulemiyorum bile, fena halde sinir oluyorum artik..

Hamaset filan yapmiyorum, hayir hic alakasi yok.. Haklarini savunmak, dert anlatmak baska sey, koca ulkeyi tehdit etmek, assagilamak bambaska.. Adamlar gozumuzun icine baka baka, alenen tehdit ediyorlar.. Kim bunlar, halkin oylariyla secilmis milletvekilleri, belediye baskanlari..

Gecen ay gafilin teki cikip -iste o gaflet sahibi ve soyledigi cumle- "Profesör Türköne, Kürt sorununun çözümü için Öcalan'ı da kapsayan bir genel affın şart olduğunu söyledi. Türköne, Osmanlı'nın isyan bastırırken, elebaşıları affedip, 'Başıbozuk paşası olarak sürüp, maaş verdiğini hatırlattı".

Efendim, beyefendi bunu soylemis, Aksam gazetesi de mansetten haberi vermis.. Ya hic bir sey bilmiyorlar beyinleri sulanmis ya da bilerek gercegi saptiriyorlar.. Osmanli Duyun-u Umumiye belasinin icine girdigi andan itibaren -1872- zaten bitkisel hayata tam anlamiyla girmis bir devlet.. Adamimiz 1860 yilinda olan bir olaydan ornekleme veriyor kendince dayanak olusturuyor..

Neyse, ne diyorduk.. İmrali'daki cezaevinin sartlari iyilestirilmeliymis, o kucucuk odadaki yasam kosullari rezaletmis, falanmis filanmis.. Ocalan'nin saglik durumu "hayati" onem tasiyormus.. Bakin, simdi size gercekten hayati onem arz eden olay neydi bu sacmalikta, onu da soyleyeyim; "İdil’de, terörist Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarını protesto eden yaklaşık 500 PKK sempatizanı, öğretmen ve öğrencilerin konakladığı öğretmenevine saldırdı. Yaklaşık iki saat boyunca öğretmenevini ablukaya alan göstericilerin taş yağmuru sonucunda iki öğrenci yaralandı. Bazı kişilerin, “Onlar bizi batıda linç ediyor. Biz de onları linç” edelim” diye bağırarak grubu kışkırttığı iddia edildi. Dehşet dolu saatler yaşayan öğretmen ve öğrenciler, polis eşliğinde güçlükle tahliye edildi."..

Burada uzun uzun tahlillere girecek degiliz, gereksiz de zaten.. Sadece ama sadece kimin duruma nasil baktigina cok guzel bir ornek oldu bu durum ve yasananlar.. Kendilerini demokrasinin savunucusu olarak gorenlerin aslinda bir halt olmadiklarini tekrar gorduk.. Bu bizim ulkemizin genel sorunu.. Her seyi bayagi hale getirdigimiz, degersizlestirdigimiz gun gibi asikar.. İci bombos, birilerinin dugmeye basmasi sonucu peydah olan sahte acilimlarla, demokrasi ve ozgurluk istiyoruz diyenlerin yalanlariyla dolu bir seruven surup gidiyor.. Ama nereye kadar, daha ne kadar.. Ben, sen, o.. Hepimizin icinde bir isyan duygusu filizleniyor.. Bu isyan benim sana, senin bana karsi isyanin olmasa keske.. Keske farki gorebilse insanlar, bizim sirtimizdan gecinip bizim adimiza konustugunu soyleyen kisilerin aslinda her seyi nasil kaygan bir zemine dogru tasidiklarini anlayabilse.. Ama bu olmayacak.. Cunku bizleri, dupeduz yalanla besliyorlar uzun suredir.. Okumayan, yazmayan, konusmayan, dusunmeyen bir toplumuz.. Ve ne yazik ki bu yuzden de cozumu hepimiz kufurde, tasta, tufekte ariyoruz.. Bugun degilse yarin.. Olan olmustur, muhim olan gelecegi duzgun bir zemine oturtabilmek.. Gecmisi konusurken/yargilarken o zamanin sartlarina gore yasanilanlari degerlendirmeliyiz, gercek ve mantiga dayali olan budur zaten.. Bunu da yapamiyoruz ki.. Ne desek, neresinden tutsak sapir sapir dokulen bir yapiyla karsi karsiyayiz.. Gecmise bakamiyor, su ani yasayamiyoruz, gelecegimizi sekillendiremiyoruz..

Cok karamsar mi gozukuyorum, aslinda oyle de degilim.. Nedense eldeki tum verilere, gorduklerime ve bildiklerime ragmen icimde bir yerlerde umutu olmam gerektigini soyleyen bir ses var.. Ben ona inanmak istiyorum.. Birbirimize sabirla ve anlayisla yaklasip, bu biraz cabbar olan duygu yogunluklarimizi, icimizdeki bu enerjiyi oncelikle gercekci olarak kendimizi anlamaya harcamamiz lazim.. Kendini taniyan, kendisiyle yuzlesen insanlar/toplumlar aynada cirkin yanlarini goreceklerdir elbette, ama bunun yaninda, o her aynaya baktiginizda ozenle dikkat ettiginiz guzel yanlarinizin yaninda daha once hic ama hic farketmediginiz, cok daha guzel yanlari oldugunu da goreceklerdir..

Basligima uygun olmayan bir yazi oldu, farkindayim.. O basliga uygun cumleler bir sonraki yazida arz-i endam edecekler..

Not: Bu yaziyi okuyan azinlik, giriste hiddetlendigimi ve DTP'ye cok fazla laf soyledigimi dusunebilir.. Bunlar kadar dengesiz olan baskalari da var elbette, 3 milyon sehit verip Kuzey Irak'i alalim diyenler mesela..