16 Ekim 2008 Perşembe

kisa ya da uzun, manasi cok hem de hic yok..

basliga yazdigim gibi.. kisa ya da uzun, manasi cok hem de hic yok.. nedir efendim bu derseniz, her sey ve hic bir sey derim ben de.. insanlar o kadar cok soz veriyorlar ki arka arkaya, bir kac adim sonra hepsini unutuyorlar, afiyetle yiyorlar.. yesinler, afiyet olsun tabi ki de.. sozu alan kiside bu pek bi hazimsizlik yapiyor.. hepimiz icin durum bu degil mi, turlu sozler veriyoruz; o sozler atmosferde donuyor dolasiyor ha babam... tutan tutar, tutmayan tutmaz, yeter ki laflari icimizde tutmayalim yoksa zamanla genisliyoruz cogumuz, buharlastiramiyoruz nedense.. buharlastirmayi az cok ogrendim.. ogrendikce de huzurlu olmayi ogreniyorum tekrardan.. huzur tek bir kapidan girmiyor insanin ruhuna, binlerce farkli kapidan da girebilyormus, onu ogrendim mesela.. ama ornek vermeyecegim simdilik, isteyen olursa birebir anlatabilirim..

ben cok rahatim mesela bugunlerde, insanlarin yuzune pek gulmuyorum eskisi gibi.. icimde buyuk bir ferahlik var- nedeni insanlarin yuzune gulmemem degil elbette-, butun kaliplar kirilmis, koca okyanuslarda yuzme yetisine kavusmus gibi hissediyorum.. farkli yonlerden bakabilmek hem guzel hem de zahmetli.. yine de bu yeni aliskanliklarimi kaybetmek istemiyorum.. o yuzden belki de bir kac ay oncesi gibi siritmiyor olabilirim ya da daha onceden oldugu gibi.. belki de o yuzden cok eglenceli gelmiyor da olabilirim bazilarina, giciklikla da itham edilebilirim.. olsun, dedigim gibi, buharlastirmayi ogreniyorum ve sorunlar pufff, ucusuyorlar havada.. onlar havaya karisiyorlarken bakiyorum keyifle.. her seyin gitmesine izin vermiyorum elbette, kalip benimle beraber yaslanmasi gerekenleri tutuyorum.. kendimce bir karisim yapiyorum yine de mideme oturmasinlar diye..

simdi ben ne dedim, neler anlattim.. onu da bilmiyorum.. aslinda bilmemenin saadetini yasiyorum.. ne ben senin ne sen benim, ben de sen de kusura bakmayacagiz; kisa ya da uzun, manasi cok hem de hic yok cunku.. neyin mi, her seyin ve hic bir seyin...

Hiç yorum yok: